3 Eylül 2016 Cumartesi

Kuzenler Günü..

Evet başlıktan şimdi sanacaksınız ki " Ayyy ne kadar da ailesine düşkün bir kız.."
Alakası bile yok :) Tam tersine o kadar başına buyruk bir tipim ki aileyi gördüğüm anlar kısıtlıdır. Aman ha aile deyince gerçek aile kavramıyla karıştırmayalım! Akrabalar demek daha doğru sanırım..
Yoksa bol bol İzmir seyahatlerim biraz anlamsız olurdu.. Gerçek aileme tabi ki her insan kadar bende düşkünüm :)
Baba tarafı neyse de anne tarafı tam bir aşiret tadında.. Tadından yenmiyor yani :)
Yolda yürürken elimi sallasam bir kuzene çarpabilir..
Benim bile daha tanışmadığım kuzenlerim var.O yüzden siz hiç kafanızı yormayın..
Gelelim kuzenler gününe..
Evet bir senedir ayın ilk Cumartesi akşamı bir kuzende toplanıyoruz..
Artık arkadaşlarım bile alıştı.. “Ay yine mi kuzenler günü?” modundalar..
“Siz gidin ben çıkışta katılırım size ya” diye onlardan da eksik kalmıyorum tabi :)
Kuzen derken sadece 15 kişilik bir akraba ekibi..
Tabi eşler,çocuklar derken al sana ortalama 40 kişi..
Ev sahibine eziyet yemin ederim.
Bir de tüm kuzenler olsa düğün salonu falan kiralamak şart..
Bu sene beni de bu oluşumun içine aldılar..
Sağ olsunlar..
Ailenin aykırı tipi olarak beni pek de yadırgamadılar. Araya renk de lazım değil mi :) Mesela gecenin 3 ünde arkadaşına yazacağına whatsapp grubuna "Evde ne içki var, ben geliyorum" yazan bir tip :)
İzmir'de doğup büyümüş olmamın yanı sıra, babamın ve annemin akrabalar dahil kimseyi hayatımıza müdahale etmemize izin vermeyecek şekilde yetiştirmesinin yararlarını hep gördüm.
Ailede başka biri yapsa olay olacak şeyler, ben yaptığımda hep normal karşılandı.
Çünkü üzerimde kimsenin söz hakkı olmadı.
Yaşamınızın sınırlarını siz belirlersiniz.
İster aile ister akraba olsun.. Herkese dur demenizi gerektirmeyecek şekilde davranmasını bilin.
Sonra rahat edersiniz ;)
Bu arada itiraf ediyorum.  Fransa seyahatimi bahane edip whatsapp grubundan kaçtığım doğrudur :) Her Cuma, Hayırlı Cumalar yazmaktan fenalık geldi ne yapayım.. Yazmasam dinsiz falan sanacaklar :) bir cümle yaz üstüne 45 cevap gelsin. Ama bu da kafa di mi? Bu kadar akraba ilişkisi bende error veriyor.
Hadi ben kaçtım.
Kuzenler gününe gidip çatlayana kadar hamur işi yiyip, muhabbet edeceğim.. :)


Kim bu tabir-i caizse?

Yakın çevremde cümle içinde bile kullanılsa tabir-i caizse denince akla gelen kişi benim..
Yaklaşık 12-13 senedir tüm üye olduğum yerlerde aynı nickname i kullanmamdan sebep sanırım..
Zamanında Fenerbahçe'den geçerken arabanın arkasından tabiricaizseeeee diye bağıran tiplerde gördü bu gözler, yüzüme tabir-i caizse'yi tanıyorum ya ben diye iddaa eden tipler de :)

Peki kim bu tabir-i caizse?

İzmir'de bir Nisan günü 6,5 aylık iken "Yeter artık ben sıkıldım, doğuyorum" diye erkenden dünyaya gelen, bu yüzden hayatı boyunca her şeye koşar adım acele eden, annesinin bile başta "Benim çocuğum bu kadar çirkin olamaz ya" diye isyan ettiği, ki bunun sebebi ablamın çok güzel bir bebek olmasıdır! :) Allah'tan sonradan eline yüzüne bakılır bir insana dönüşebilen, çok seven ama belli etmeyen, sevdiklerine ve dostlarına çok bağlı, bakkala ekmek almaya gitmeye üşenen, ama kalk tatile gidiyoruz dediğinde 10 dk.da bavulunu toplayıp yola çıkabilen, bir zamanlar günde 2 saat uyku ile yaşayabilen, ancak yaş ilerledikçe daha evcimenleşen, 6 hissi nokta atışı yapabilecek derecede iyi, ettiği ahlar hep tutmuş,hiç şaşmamış olan :) çoğu zaman efsunlu olduğuna inanan, savaşın ortasına düşüp tek çizik almadan kurtulan, dünyadaki sınırlı sayıdaki şanslı insandan biri..

Tanıştığımıza memnun oldum diye yalan söylemeyeceğim. Ben herkesle tanışmaktan memnun olmam :) Dobralığım patavatsızlık derecesinde nitelendirilse de, sevmedim seni kalk masadan demişliğim yada karşımdakini benimle tanıştığına pişman etmişliğim çoktur.Normalde çok sakin ve soğuk gibi görünsem de ortalığı savaş alanına çevirmem sadece 2 dakikamı alabileceği gibi, yakın çevremin kambersiz düğün olmaz sözündeki kamber yerine koydukları isim benim :) Bir organizasyon varsa mutlaka benden çıkar.. Tatil, eğlence, doğum günü, düğün, nişan vs. hepsinde ilk sırada mutlaka benim ismim vardır. Eğlenmeyi çok severim. Hayat bu.. ağladığımız kadar eğlensek hepimiz çok daha mutlu insanlar olurduk..

Özetle böyle..
Yazdıkça sizde anlayacaksınız karşınızdaki tabir-i caizse karakterini..
Bu yazıyı da yaşam felsefemle bitireyim o halde..
tabir-i caizse der ki..
"Hayat kısa, yollar uzun!"

Yazmak..

Hep istemişimdir..
Bazen yazmışımdır da..
Sonra vazgeçip çok uzun süre elime kalem kağıt bile almamışlığım da vardır :)
Ama bu hayatta ne kadar enterasan olay varsa çoğunu ben yaşamışımdır :)
Yazsan roman olur lafını çok duyarım yakın çevremden..
Yazacağım ama roman olsun diye değil..
En azından kimse okumasa bile, ben okuduğumda,bu yazıyı yazarken hissettiğim şeyleri tekrar hissedeceğim..
Evet..Kendim için yazacağım..
Fil hafızam sayesinde hiçbir şeyi unutamadığım için belki de yazdıkça anıların yükü azalacak..
Geri dönüp okuduğumda yok artık bunu da mı yazdın diyebileceğim yazılarım olması umuduyla..

Ah mazi..

Bundan 10 sene önce..
Sadece bir dikkat et sen emanetsin bize..mesajıyla başlayan tanışıklığımız,sonrasında bir aşka dönüşmüştü..
Sen bu adama aşıksın diyen kankama ve kuzenime her tipik Türk kızı gibi "Ne alakası var yaaaa!" diye saldırdığımı,sonrasında da kahkahalarla gülme krizine girdiğimizi hatırlıyorum.
Elbette ki "O" aşk değildi.
O zamanlar bilmiyordum ama aşk beni çok daha sonra bulacak ve dağıtacaktı..
Sadece bu hikayenin çok kırgın bittiğini hatırlıyorum şu anda..ve o zamanlar nefretten çıldırdığımı..
Bir daha asla adının anıldığı ortamlarda bile bulunmayacaktım.
Zaman herşeyin ilacı diyorlar ya..
Cidden öyle..
Yıllar sonra bir akşam, bir arkadaş ortamında, o adamla aynı masada çay içip,eskileri yad ederken anladım.
Zaman herşeyi siliyor..
Yıllar araya o kadar başka olaylar alıyor ki bazen düşmanlarına bile neden düşman olduğunu unutabiliyorsun..
Belki de büyümek dedikleri budur..
Benim şu an düşündüğüm ise, acaba yıllar sonra onunla da bu kadar hiçbir şey olmamış gibi karşılıklı oturabilecek miyiz?
Yoksa aşk dedikleri şeyde, zaman kavramı yok mudur?
Göreceğiz..