mazi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mazi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2016 Çarşamba

Beni Bayıltın Yaaaa!

Üniversite yıllarında yazın İzmir'e gittiğimde Su'yun evinde çok zaman geçirirdik..
Şimdi düşünüyorum da ne işimiz varmış İzmir'de bas git yazlığa..
O zamanlarda bir garipmişiz demek ki :)

Bir gün Su, ben ve birkaç arkadaşımız otururken konu erkeklerin askerlik hikayelerine geldi..
Askerlik hikayesi derken zaten bir tanesi askerlik yapmış..
O anlatıyor bizde mecburen dinliyoruz..
Bir de komando olarak yapmış ki..
Hikayeleri bitmiyor..
Bir ara o kadar sıkıldım ki "Beni bayıltınnnn yaaa" diye ayağa kalktım..
Demez mi biz askerde onu da öğrendik diye :)
"O zaman bayılt beni daha fazla dayanamayacağım bu hikayelere" diye dalga geçerken iş ciddiye bindi..
Cidden hayatımda hiç bayılmadığım için nasıl olduğunu da merak ediyorum..
Uzmanımız hemen başladı uygulamalı anlatmaya..
Beni bayıltacak ya..
Şunu yap bunu yap diyor..
Ben yapıyorum ama arada da kahkahalarla gülüyorum..
Tabi ki sonuç başarısız oldu..
Bir ara mutfağa gittim.
Eşek şakalarına bayılırım..
Hemen Su'ya seslendim.. Planı uygulamaya koydum..
"Ben şimdi onun yaptıklarının aynısını sana yapacağım ve sen bayılacaksın. Ayılma da hemen korksunlar" dedim..
Salona geçtik..
"Sen beni bayıltamadın ama ben Su'yu bayıltacağım, görürsün" diye ayağa kalktım..
Su'yu da ayağa kaldırdım..
Boş bir alana çektim..
Bayılacak ya sözde etrafa çarpmasın..
Su ne desem yapıyor..
Son aşamada Su'yun şah damarına dokunduğumda bayılması gerekiyor..
Ve o aşamaya geldik :)
Kendimden gayet emin Su'yun şah damarına bastırdım.
Yavaş yavaş kollarımın arasına düşecek gibi oldu, ki o anda vay beee hatuna bak iyi oyuncuymuş diye düşünürken,
Su bir anda yığıldı ve gümmmm diye bir sesle kafayı parkeye vurdu :)))
O sesi duyana kadar ben oyun zannediyordum..
Gözleri açılıp kapanmaya başladı..
Bir taraftan gülme krizine girdim..
Bir taraftan da "ama gerçekten bayılmayacaktı ki" diye söyleniyorum..
Bi ara ambulans mı çağırsak diye düşündük..
Durduk yere kanka katili edecek beni şapsik.. Ben babasına ne hesap vereceğim diye de düşünüyorum tabi ben :))
Su'yu ayıltmamız yaklaşık 10 dakikamızı aldı..
Herkes bize çok sinirlendi..
Böyle şaka mı olur diye..
Evden giderken de tembihleyen tembihleyene.. Sakın birbirinizi bayıltmayın diye :)

Sonra ertesi gün İlahi adalet işledi..
Ben hiç bayılmadım diye sayıklıyordum ya..
Su'yun evinden dönerken otobüste bayılmışım :)
Şükürler olsun..the bucket list -1 daha ;)

3 Eylül 2016 Cumartesi

Ah mazi..

Bundan 10 sene önce..
Sadece bir dikkat et sen emanetsin bize..mesajıyla başlayan tanışıklığımız,sonrasında bir aşka dönüşmüştü..
Sen bu adama aşıksın diyen kankama ve kuzenime her tipik Türk kızı gibi "Ne alakası var yaaaa!" diye saldırdığımı,sonrasında da kahkahalarla gülme krizine girdiğimizi hatırlıyorum.
Elbette ki "O" aşk değildi.
O zamanlar bilmiyordum ama aşk beni çok daha sonra bulacak ve dağıtacaktı..
Sadece bu hikayenin çok kırgın bittiğini hatırlıyorum şu anda..ve o zamanlar nefretten çıldırdığımı..
Bir daha asla adının anıldığı ortamlarda bile bulunmayacaktım.
Zaman herşeyin ilacı diyorlar ya..
Cidden öyle..
Yıllar sonra bir akşam, bir arkadaş ortamında, o adamla aynı masada çay içip,eskileri yad ederken anladım.
Zaman herşeyi siliyor..
Yıllar araya o kadar başka olaylar alıyor ki bazen düşmanlarına bile neden düşman olduğunu unutabiliyorsun..
Belki de büyümek dedikleri budur..
Benim şu an düşündüğüm ise, acaba yıllar sonra onunla da bu kadar hiçbir şey olmamış gibi karşılıklı oturabilecek miyiz?
Yoksa aşk dedikleri şeyde, zaman kavramı yok mudur?
Göreceğiz..