Çeşme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çeşme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2016 Çarşamba

Seçilmiş Kız Kardeşler - SU

Hayatınızda hepinizin aynı anneden babadan olmayan ama kardeşiniz olan seçilmiş insanlar vardır mutlaka..Benim en büyük şansım dostlarım..

Hayatımdaki 4 önemli dostumu bu blogta Su,Toprak,Hava,Ateş olarak isimlendireceğim..

SU..
8-9 yaşında falanım..
Çeşme'deki yazlıkta benim 2. senemdi..
Komşularımızın misafirleri varmış..
Bizim sitedeki evlerine yeni taşınmışlar..
2 tane kızları varmış..
Akşam onlarda bizimle dışarı çıkacaklarmış..
Küçük kız benim yaşlarımdaymış..falan filan..
Akşam 8-10 kişilik çocuk ordusu buluştu..
Bahsedilen kız da orada..
Kumral,küt saçlı..
Ya bunun neresi benimle yaşıt?
Kızın omzuna anca geliyorum..
Bütün gece birbirimizi kesiyoruz mesafeli mesafeli..
Ama arkadaş olunacak dendi ya..
Olunacak..
Emir büyük yerden..
O da sonradan anlatıyor..
"Seni ilk gördüğümde bu kız kesin benden büyük demiştim..Öyle bilmiş bilmiş konuşuyordun ki..Büyümüşte küçülmüş gibi.."
Tek hatırladığım ikimizinde ilk gün birbirimizi pek sevmediği..
Ve evet ben büyüğüm yaklaşık 3 ay kadar :))
O akşamdan sonra hiç ayrılmadık..
Yazlık arkadaşı olmadık hiçbir zaman..
Bağımız hiç kopmadı..
Farklı şehirlerde yaşamamıza rağmen kışın bile buluştuğumuz oldu çocuk yaşlarda..
Hiç aynı şehirde yaşayamadık..
Bazen düşününce çevremizin sağlığı için iyi oldu desem de gayet güzel olabilirdi..
Bizde bu açığı her fırsat bulduğumuz tatilde kapatmaya çalıştık..
Ben üniversite için İstanbul'a geldiğimde,O İzmir'e geldi..
Çocukluktan beri bütün tatillerimizi beraber yaptığımız gibi,kendi başımıza tatile gidebildiğimiz yaşlarımız geldiğinde de farklı tatil yörelerine kaçtık beraber..
O benim çocukluğum,ergenliğim,gençliğim..
Hayatımın ailemden sonra en yakın tanığı..
Evimizin kızı..
Birlikte yaşadığımız binlerce güzel anımız var..
Bir ömür var..
Gözyaşlarımın şahidi, uzakta da olsa omzunda ağlayabildiğim ender insanlardan..
Kredisi sonsuz olan...

Hayatımız boyunca sadece çocukken 1 gün küstük..Bir de bu sene beni 1 gün çok sinirlendirdi :) Bir Pazar günü whatsappta konuşurken ben onu, o beni çıldırttı.Sonra ertesi sabah mesaj atmış.."Sen inatsındır şimdi,ben yazmadan konuşmazsın nalet insan" diye :)))

Anlatacağım çocukluktaki küsmemiz..
13-14 yaşlarında falanız..
Birgün bir arkadaşımızın kuzeni bizim siteye tatile geldi..
Aynı anda da Su'nun yan evine yeni sahipleri taşındı..
Bizim yaşlarda bir kızları var..
Tabi siteye her yeni taşınanın yaptığı gibi evin çocuğu hemen yan komşunun çocuğunun başına atılıyor.
Su akşam kızı da aldı geldi.
Hiç hoşlanmadım :)
Onun da arkadaşımızın kuzeninden hoşlanmadığı gibi :)
Ertesi gün bakkala gitmek için parkın oradan geçerken bir de ne göreyim?!
Benim kankam Su, komşu kızı ile beraber bankta oturmuş muhabbet ediyor..
Göz göze geldik ve kafamı çevirip yoluma devam ettim.Seslendi.
Dönüp bakmadım..
Ne bakacağım..Pis hain..Kızı bulunca beni  sattın demek!
İntikam soğuk yenen yemektir.
Site baya büyük..Bizim ev sitenin girişinde, Su'ların evi sona doğru..Dolayısı ile her akşam Su önce bize geliyor,beni alıyor,öyle çıkıyoruz.
O akşam Su gelmeden çıktım.
Anneme de Su geldiğinde, ona misafir kuzenin yanına gittiğimi söylemesini istedim.Isterse yanımıza gelebilir dedim.
Su o gece yanımıza gelmedi.
Ertesi sabah uyandım.
Yine gelmedi.
Evdekiler Su'yu soruyor..
Ay ne bileyim ben?Bekçisi miyim?
Yan komşuyla geziyordur belki?!
Ben zaten hayatta aramam..
Dediği gibi naletim :)
Hem haketti..Oh iyi oldu..
Keyfi bilir..
Aramazsa aramasın..

Sahilde karşılaştık..
Kafalarımızı çevirdik..
Ertesi gün yine aynı..
Sahilden eve geldim.
Annem "Duşunu al giyin hemen,misafirliğe gidiyoruz" dedi..
Misafirlik mi? Yazlıkta? İzmir mi ayol burası?
Ayrıca annemle misafirliğe gitmeyeli çok uzun yıllar oldu...
Nereden çıktı bu şimdi?
"Nereye gidiyoruz?" dedim.
Annemin gözünden çıkan ateşi gördüm bir an :))
"Gidince görürsün!" dedi..
Evden çıktık. Annemde süslenmiş püslenmiş..
Var başıma bir çıkacak ama hadi hayırlısı..
1 saniye ya.. Gittikçe yol tanıdıklaşıyor..
Kapının önüne geldiğimizde sadece "Ben bu eve girmem!" dediğimi ve annemin hadi girme de göreyim bakışını hatırlıyorum.
Annelerimiz sarmaş dolaş..
Sanki 10 yıldır görüşmüyorlar..
Ay kızları küstü anaları mı kanka oldu yoksa?
Su ile birbirimize bakmıyoruz bile..
Öyle bir nefret dalgası..
Masada konu açıldı..
Derdiniz ne kızlar?

Anneler 2.günde bizi bir arada göremeyince hemen telefonlaşmışlar..
O zamanlar cep telefonu da yok..
Ev telefonları var..
Yani ikimizinde yazlık evinde telefon olmasaydı, o gün dostluğumuz mazi olmuştu kesin :))
Ne savunma yaptık hatırlamıyorum ama yarım saat sonra Su'nun odasından eskisi gibi kahkahalarımız yükseliyordu :)))


Misafir kuzen evine döndü..
Yan komşunun kızı bir daha bizimle takılmadı..
Ve bizim de bir daha küs kaldığımız gün olmadı..

Hayata tamamen zıt yönlerden baksak,bazen iki insan nasıl bu kadar farklı olur da kanka olabilir desek bile, O benim ilk seçilmiş kız kardeşim..
SU..

18 Eylül 2016 Pazar

Hoşçakal Yaz..

Bana göre yaz denize girilmeye başlandığı anda başlar,1 Eylül'de değil,okullar açılacağı zaman biter..
Üniversite yıllarına kadar genelde bütün yazlarım Çeşme'de geçerdi..
3 ay boyunca deli gibi eğlenirdik..
Yaşarken farketmediğimizden sonradan ne güzel yazdı dediğimiz bir sürü yaz tatilimiz oldu..
Okullar açılmadan önceki hafta sonu herkes evine dönmek için toparlanırken, biz kankamla elimizde birer tane boş bavul birbirimizin evine gider eşyalarımızı toplardık..
Malum 3 ay boyunca 2 ev arasında gidip gelen ve kalan eşyanın haddi hesabı olmuyordu..
Ve genelde hep son gece ekip sahilde toplanır, yakamoza karşı mutlaka Levent Yüksel'in "Bu gece sonnnnn" şarkısını söyler, hüzünlenirdi :)
Ve ne kadar söz verilse de bir dahaki yaza kadar kankam dışında görüştüğüm kimse olmazdı :)

2016 yazı da benim için Nisan ayında başladı, bugün bitti..
Hayatımızda tam rakamıyla hatırladığımız bazı seneler vardır..
2016 da benim için o senelerden biri..
ve 2016 Yaz çok güzeldin..
"Sert" geçen bir kışın ardından güneşinle hayatımı aydınlattın..
Gözyaşlarıyla,kahkahalarıyla,hayatıma kattığı yeni insanlarla, eski dostlarla, yeni şehirler ve ülkelerle, masalsı günleriyle,elimde bavul oradan oraya beni koşturmasıyla, bir şehirde uyandırıp başka bir şehirde uyutmasıyla, büyük olayların ortasına düşürüp sapasağlam çıkarmasıyla, yok artık dedirten süprizleriyle..
Teşekkür ederim..
Çok güzeldin..
İlerleyen yıllarda cümle içinde çok kullanacağımı bildiğimden..
2016 Yazı herşeyiyle hafızama kazıdım..
Bu arada dün İzmir'den dönerken kankam yine bizdeydi..
Tatili yine beraber kapattık.
Tek fark bu sefer "Bu gece sonnnnnn"u söylemedik.. :)

2016 Sonbahar..
Hazırım..
Gelebilirsin.
Kadehimi Yaz'ın gidişine, senin gelişine kaldırıyorum..

7 Eylül 2016 Çarşamba

Yalancının mumu arkadaşı yakalanana kadar..

Sene bilmem kaç..
Ablam 18 olmadığına göre muhtemelen 1995'ten öncesi..
Bize ne ablanın yaşından diyorsanız konu herkesin 12 den önce evde olması çünkü..
Çeşme'deyiz..
Saat 23.59 dan 00.00 a döndüğü anda bahçe kapısından girmiş olacaksın..
Annem faktörü fena..
Siz tanımadığınız için bilmezsiniz..
Yüzünde hep hadi yiyorsa yap tavrı..
Yemez yani.. cidden yemez :)
Çok kalabalık bir ekibiz..
Tüm site aynı dönemde doğum yapmış sanırım..
Ablamların ekibin kardeşleri, benim ekip..
2 jenerasyon arasında ortalama 5 yaş olmakla beraber, ekiptekilerin yaş aralıkları en fazla 1-2 oynar..
O senelerde küçük ekip parkta çayırda çimende takılırken,
Ablamların ergen ekip tüm sitelerin ortak cafesi Alis'te..
Piyasa mekan orası..
Ali Abi'nin yeri ayol..Adı Alis olduğu için çok havalı.. ve biz çocuk olduğumuz için ilk hedefimiz ergen olup parklardan kurtulup Alis'e akmak :)
Ekibin yarısının izni 12..
Geri kalanların annesi ne kadar iyi..Çünkü onların izni gece 1 :)
1 saat daha dışarıda olabilmek o dönem inanılmaz bir lutuf..
Direkt 1-0 öndesin yahu..
Yenik ekip 23.45 gibi evin yollarına düşerken, havalı ekip arkamızdan el sallıyor..Allahtan sahilde saat kısıtlamanız yok diye de dalga geçiyorlar.
Nasıl yok? Sıkıyorsa o akşam yemeği masasına oturma..
Gör bak sıkıntıyı..
Allahtan bizim evde yemek güneş batınca yeniyor :)
Bir gece yine 23.45 eve dönmek için toparlanırken bizim ezik ekipten biri "Ben gelmiyorum" dedi..
"Nasıl yani? Annenler evde mi yok? Ne demek 12 de eve gitmiyorum??"..sorular peşpeşe..
Başladı anlatmaya..Tabi ertesi gün bizde tüm ekip aynısını uygulamaya aldık hemen..
Sonraki gün 23.50 bahçedeyiz..Annem şaşkın.."Hayırdır 10 dakika erken geldiniz?"
"Sıkıldık anne ya.."
"Alla..alla.."
Sonraki gün 23.45 evdeyiz..
Annem yine şaşkın..23.59 da gelen çocuklar erkenden evde..
Patlayacağız az kaldı..
3,5 atıyoruz ama renk vermemek içinde herkes birbirini kolluyor..Biz ; ablam,ben ve 2 kuzenim olmak üzere evde en kalabalık olan ekibiz sonuçta..
Sabah sahilde ekip tam mı kontrolu yapıyoruz..
Biri patlarsa herkes patlar çünkü..
Ve nitekim 3.gün patladık.
Akşam çıktık ekip 1 eksik!
Saat 22.45 evin sokağına döndük..
Annem terasta bizi bekliyor..
Korkunun ecele faydası yok..
Herkes birbirini itiyor "önce sen gir eve" diye :))
Çünkü saat aslında 23.45 ve biz günlerdir 00.45 de geliyoruz en erken eve..
Bizdeki şansa bak ki..
O akşam yakalanan arkadaşımızın annesi ve babası bize okey oynamaya gelmişler..
"Ay biliyor musunuz bizim çocuklar ne yaptı? Cezalılar şimdi.." diye anlatmaya başlayınca annem hemen koşup saate bakmış..
Evdeki tüm saatler aynı..
Hepsi 1 saat geri :)
Başarılı çalışmıştık..
Annem normalde kül yutmaz ama Allahtan yazlıkta TV vs. izlemiyor..Yoksa 20 haberleri nedense hep 19 da..
Bir tek dedemin cebindeki köstek saati unutmuşuz.. Rahmetli de sağolsun bizi ispiyonlamamış :))
Ama annem olayı anladığında karşısına geçip saati sallayınca, annemin sinir katsayısı olmuş mu size çarpı 10 :)
Valla hatırlamıyorum ama muhtemelen ya terlik ya birer tokat yemişizdir o gece..

Birkaç gün ne sahile inebildik, ne akşam çıkabildik..
Allahtan cezayı tüm site çocukları aynı anda aldık.
Malum kara haber tez yayılır..
Bizim yalanın evlere yayılması da ortalamada 15 dakika falan almış..
Neyse tüm annelerin birbirini sizin evde saat kaç diye araması da bizim dönemin efsanesi olarak kalmış..
:)

4 Eylül 2016 Pazar

Ah Kekman.. Ah Çeşme..

Biz İzmirliler için ayrı bir yeri olmakla birlikte,benim için yeri çok çok ayrıdır..
İlkokul yıllarından üniversite yıllarıma uzanan dönemde yaz tatillerimi geçirdiğim,
Unutulmaz anılarımın çoğunun ev sahibidir..
Sonraki yazılarımda bol bol bahsedeceğim Çeşme yıllarından..
Ancak şu anda o yıllardan bir şarkı çalıyor fonda.
Gözümün önüne bir sahne geldi..
Çocukluğumuzdan beri her yaz tatilini beraber geçirdiğim kuzenim Kekman ile aramızda 1 yaş var.
Kuzen demek biraz basit kaçar..
Beraber büyüdüğümüz için herkes bizi kardeş sanardı..
Nitekim bizde kardeşten ayırt etmeyiz birbirimizi..
Sene 2000..
Ben tam 18'im :) ( Hadi iyisiniz yaşımı da öğrendiniz)
O dönem Beyaz'ın Paprica adında popüler bir mekanı var Çeşme'de..
Yemek sonrası, club öncesi, insanların toplanıp ayak üstü bir şeyler içtiği bir mekan..
Bizim için oraya gitmek büyük olay..
Ergeniz sonuçta :)
Ben 18 imi doldurup gitmek için gün sayıyorum tabi ki..
Nihayet o yaz geldi..
Yanımda kankam.. (Daha önce bahsettiğim dörtlüden biri..)
Ablam,kekman,birkaç kişi düştük yola..
Kapıda kimlik kontrolü..
Ben bir zafer kazanmış edasıyla kapıdaki adamın suratına çattt diye gösterdim kimliği geçtim..
Sıra bizim kekman ve onun çocukluk arkadaşına geldi..
Tabi onlar 17.. Kimlik gösterseler ne olacak..Zaten alınmayacaklar :)
Bizim fırlama arkadaşımız "haaa s.... cüzdanı arabada unuttum" deyip güldü.
Kapıdaki adam hiç istifini bozmadı ve "haaa s... bende sizi alamam o zaman" dedi.
Biz koptuk tabi..
Sonuç mu?
Tabi ki ben içeri girip eğlendim.. Yıllardır bu anı beklemişim sonuçta :)
Kekman ve arkadaşı arabada bizi bekledi :)))
Ah Kekman.. Ah Çeşme..
Çalan şarkı mı?
Yalanın batsın.. Yalancısın ;)



3 Eylül 2016 Cumartesi

Kim bu tabir-i caizse?

Yakın çevremde cümle içinde bile kullanılsa tabir-i caizse denince akla gelen kişi benim..
Yaklaşık 12-13 senedir tüm üye olduğum yerlerde aynı nickname i kullanmamdan sebep sanırım..
Zamanında Fenerbahçe'den geçerken arabanın arkasından tabiricaizseeeee diye bağıran tiplerde gördü bu gözler, yüzüme tabir-i caizse'yi tanıyorum ya ben diye iddaa eden tipler de :)

Peki kim bu tabir-i caizse?

İzmir'de bir Nisan günü 6,5 aylık iken "Yeter artık ben sıkıldım, doğuyorum" diye erkenden dünyaya gelen, bu yüzden hayatı boyunca her şeye koşar adım acele eden, annesinin bile başta "Benim çocuğum bu kadar çirkin olamaz ya" diye isyan ettiği, ki bunun sebebi ablamın çok güzel bir bebek olmasıdır! :) Allah'tan sonradan eline yüzüne bakılır bir insana dönüşebilen, çok seven ama belli etmeyen, sevdiklerine ve dostlarına çok bağlı, bakkala ekmek almaya gitmeye üşenen, ama kalk tatile gidiyoruz dediğinde 10 dk.da bavulunu toplayıp yola çıkabilen, bir zamanlar günde 2 saat uyku ile yaşayabilen, ancak yaş ilerledikçe daha evcimenleşen, 6 hissi nokta atışı yapabilecek derecede iyi, ettiği ahlar hep tutmuş,hiç şaşmamış olan :) çoğu zaman efsunlu olduğuna inanan, savaşın ortasına düşüp tek çizik almadan kurtulan, dünyadaki sınırlı sayıdaki şanslı insandan biri..

Tanıştığımıza memnun oldum diye yalan söylemeyeceğim. Ben herkesle tanışmaktan memnun olmam :) Dobralığım patavatsızlık derecesinde nitelendirilse de, sevmedim seni kalk masadan demişliğim yada karşımdakini benimle tanıştığına pişman etmişliğim çoktur.Normalde çok sakin ve soğuk gibi görünsem de ortalığı savaş alanına çevirmem sadece 2 dakikamı alabileceği gibi, yakın çevremin kambersiz düğün olmaz sözündeki kamber yerine koydukları isim benim :) Bir organizasyon varsa mutlaka benden çıkar.. Tatil, eğlence, doğum günü, düğün, nişan vs. hepsinde ilk sırada mutlaka benim ismim vardır. Eğlenmeyi çok severim. Hayat bu.. ağladığımız kadar eğlensek hepimiz çok daha mutlu insanlar olurduk..

Özetle böyle..
Yazdıkça sizde anlayacaksınız karşınızdaki tabir-i caizse karakterini..
Bu yazıyı da yaşam felsefemle bitireyim o halde..
tabir-i caizse der ki..
"Hayat kısa, yollar uzun!"