Lo Ekip etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Lo Ekip etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Aralık 2016 Cumartesi

Lo Ekip Survivor..

Lo Ekip ile 1 Mayıs'taki kısa Sakız tatili sonrası hemen yaz tatili için program yapmaya karar vermiştik zaten..
Benim dışımda herkes İzmir'de yaşadığı için, benim de online olarak katıldığım birkaç toplantı sonrası yaz tatili için güzergah kararı verildi..
Bu yaz ekiple Nice-Marsilya arası "Cote D'Azur" tatili yapılacak..
Oz,Deniz ve Amelie Haziran'ın ilk haftası İznik'e İzmir Kürek ekibi ile kampa geldiklerinde bende İstanbul'dan koşup gidiyorum..
Keyifli bir hafta sonu geçirirken, ekiple telefonlaşıp Ağustos ayı için Nice gidiş Marsilya dönüş uçak biletlerimiz alınıyor..
İlk firemiz Oz oluyor..
Gideceğimiz tarihler onun işlerinin en yoğun dönemine denk geldiği için ilk o eleniyor..
Kaldık 5 kız 1 erkek..
Uçak biletlerimiz hazır..Konaklama araştırmaya başlıyoruz..
Nice'de 4 gece Marsilya'da 3 gece kalacağımız evlerimiz kiralanıyor..
Nice'deki ev sahibi üzerine baya uzun geyikler dönüyor :)
Chris i damat alacağız.. Köy düğünü yapacağız.. :)
Rotamız belirleniyor..
Nice-Monaco-Monte Carlo-Ez Village-Cannes-St Tropez-Marsilya..
Altını üstüne getireceğiz Güney Fransa'nın :)
Bizim planlarımız yapılmaya devam ederken tatile 1 ay kala, hooop ülkece o talihsiz 15 Temmuz'u yaşıyoruz..
Zaten birkaç gün önce de Nice'de terör saldırısı oluyor..
Uğursuzluk bizde mi acaba diye düşünmeye başlıyoruz..
Moraller gayet bozuk..
Mod düşürmek yok diye gaz verip araya bir hafta sonu Ayvalık tatili alıyoruz..
Oz,Deniz,Amelie ve ben Ayvalık'ta buluşuyoruz..
Oz gelirken kankam Su'yu da kapmış gelmiş..
Ayvalık'ta yazlıkta olan Ateş ve eşi de bize katılıyor..
Keyifli bir hafta sonunun ardından Ateş'in eşi ile İstanbul'a dönüyorum..
Tatile kaldı 1 ay..
Planlar kesinleşmeye başlıyor..
Amelie bu konuda çok titiz..
Her güne ayrı program yapıyor.. Gezilecek yerler, mutlaka gidilmesi gereken yerler, restaurantlar.. Nereden nereye nasıl gideriz? Araba mı kiralamalı toplu taşıma mı? Son haftalar hayatımız Fransa tatiline endeksli konuşmalarla geçiyor..
Tatile 1 hafta kala 2. elenen isim Gonca..
Gonca avukat ve o dönem bir müvekkili için İzmir'de olması şart..
Ahh yaa, vah yaa diyerek listeden Gonca'yı da çıkıyoruz..
Tatile 2 gün kala..
Deniz vizem yetişmiyor diyor..
Nasıl yaaa diyerek..3.elenen isimde O oluyor..
Kaldık mı 4 kişi..
Ve aylardır beklediğimiz o gün geliyor..
Bizimkiler sabah uçağı ile İzmir'den gelecekler..
Uçak öğleden sonra ama bende erkenden alana gideceğim.
Lounge da takılırız diyoruz..
Sabah herkes birbirini arıyor..
Aman uyuyup kalıp elenen olmasın..
Bir ara Arzu diyor ki Kaldırım Gülü'ne ulaşamıyorum..
Aman Allah'ım uyanamazsa elenir geyiği yapıyoruz..
Sabah 8 gibi alanda buluşuyoruz..
Amelie doktor olduğundan aramızda tek yeşil pasaportlu o..
OHAL zamanında olduğumuz için yaklaşık 2 saat kadar çıkış işlemleri için koşturuyor alanda..
Her şeyi halledip yanımıza geldiğinde Oh bee diyoruz.. Gidiyoruz artık..
2-3 saat lounge da sohbet,muhabbet şeklinde geçiyor..
Arada da "off Gonca yaa Off Deniz yaa" nasıl gelemezsiniz diye dertleniyoruz..
Tam survivor olduk..Dönüşte Kıbrıs'ta büyük final yapalım bari diyoruz..
Birer kadeh daha içiyoruz :)
Uçak saati geliyor..
Uçağa binerken tekrar pasaport kontrolü var..
İlk ben geçiyorum..
O sırada kankam Hava ile telefonda konuşuyorum..
Bakıyorum arkamdan gelen yok..
Bizimkiler hosteslerle hararetli bir konuşma içinde..
Kapat diyorum, ben seni inince arayacağım..
Yanlarına gidiyorum..
O sırada hostesin elinde Arzu ve Amelie'nin pasaportu var..
Sizi bu uçağa alamam diyor..
Nasıl ya deyip muhabbete atlıyorum hemen..
Meğer Amelie'nin pasaportunun bitmesine 83 gün kalmış..90 gün olmadığı için alamayız diyor..
ama o yeşil pasaport zaten vize sorunu yok, hem sabah vize kontrolde niye söylemediler ki diye ardarda 100 şey söylesek de yok..
Amelie resmen uçağın kapısında eleniyor..
Hepimiz şoktayız..
Halimize gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz..
O sırada bir görevli sizde acil uçağa gitmezseniz burada kalacaksınız diyor..
Amelie'ye sarılıyoruz..
Sanki Amerika'ya gidiyorum da bir daha dönmeyecekmişim gibi bir vedalaşma anı..
Arzu, Amelie'ye sarılıp "Üzülme sende burada elendin, Kıbrıs'ta büyük finalde görüşürüz artık" diyor..
Kopuyoruz.. :)
Uçağa biniyoruz..
Amelie,Arzu ve ben yan yana oturacaktık..
Boş kalan yere Kaldırım Gülü geçiyor..
Yol boyunca Amelie kaldı ya havaalanında deyip, sanki ilk defa duyuyormuş gibi hayıflanıp kadeh tokuşturuyoruz..
Amelie'nin hazırladığı tatil notlarına bakıp bakıp tühh yaa diyoruz sürekli..
Ve yaklaşık 3-4 saatlik yolculuğun ardından denizin üstündeki Nice havaalanı göründüğünde diyorum ki..7 kişi çıktığımız yolu 3 kişi bitirdik..Bakalım bu tatilde neler olacak? :)
Uçağın tekerlekleri yere değdiğinde geride kalanlara hüzünlenerek hayatımızın en güzel Lo Ekip Survivor tatiline 3 kişi olarak başlıyoruz..
Ben,Arzu ve Kaldırım Gülü..
Güney Fransa'yı karış karış geziyoruz :)

Cote D'Azur..
Mutlaka görülmeli..
Bir başka yazıda ayrıntılarını anlatacağım :)





30 Eylül 2016 Cuma

Le Ekip - Lo Ekip.. Ekip gibi ekip :)

Almanya tatilinden yeni dönmüştük ki, Oz bir broşür attı.
"Fig Fig 29 Nisan-1 Mayıs Sakız'da roket savaşları festivali var. Benim arkadaşlar gidiyor.Onların da arkadaşları gelecek.Baya güzel bir organizasyon gidelim mi?" dedi.
Tabi ki gidelim soru mu bu da yani..
Bu sefer her şey tek bir EFT ile çözüldü.
Tur şirketi her şeyi ayarlamış zaten..

28 Nisan doğum günüm.
2016 yılını İzmir'de karşıladığım gibi doğum günümü de İzmir'de geçirmeye çok önceden karar vermiştim zaten..
O tarihlerde iznimi ayarladım ve düştüm İzmir yollarına..
Kutlamanın ertesi günü Oz ile Çeşme'ye geçtik.
Ekiple limanda toplanacağız..
İlk biz gitmişiz..
Deniz,Arzu ve Gonca geldi..
Deniz ile Oz liseden arkadaş. Deniz ile Arzu üniversiteden, Gonca ise spordan arkadaşları..
Ben başta tedirginim..
Çünkü kendimi biliyorum..
Ya sevmezsem kızları?
Hayır olan Oz'a olacak..
Feribot saatine kadar çaylar kahveler şeklinde ilk muhabbetler başlıyor..
Daha önce Oz'a gönderdiğim 2 videonun geyiği dönüyor..
Özellikle Hacı Amca :)
Bilirsiniz belki, şu hacı kıyafeti ile Demet Akalın'ın şarkısını söyleyip dans eden adam :))
Oz fena taklidini yapıyor..
Sürekli "yapsana yapsana" diye yalvarıyoruz :)
Sakız sokaklarında koca adamı dansettiriyoruz :)

Sakız'a geldik..
Bütün İzmir'de gelmiş sanırım..
Kiralık arabalarımızı alıp otelimize geçtik..
Tur şirketinin sahibi Deniz'in arkadaşı..
Bizim turla gelenler 2 otele yerleştirildi..
Bizim ekip aynı oteldeyiz..
Yarın Amelie de gelecek, bugün o çalışıyor dediler..
Ee gelsin onu da görelim :)
Amelie de, Deniz ve Oz'un kürek topluluğundan arkadaşı..
Yani ekibin ortak noktası Deniz :)
Deniz uyursa, herkes ölür modu :)

Bizim odanın önünde bir balkon var..
Deniz'le yarın gece roket savaşlarını buradan izleriz diye konuşurken,
Oz bakın buradan da izleyebilirsiniz diye balkondan sarkıp aşağıya uzatıyor elini..
"Nerden?" diye atlıyoruz hemen Deniz'le.
"Salaksın Oz ya.." :)))
Tahmin ettiğiniz gibi hareket çekiyormuş meğer :)
Akşam yemeği için toplanıyoruz..
Yemek kaba tabirle taaa cehennemin dibinde ayarlanmış..
Yolda açlıktan arabadan mı atsam kendimi falan diye düşünüyorum :)
Neyse sonuçta güzel bir Yunan tavernasına geliyoruz..
Acayip kalabalık, biz çok açız ve Yunanlar her zamanki gibi serviste çok yavaş..
Yemeğe o kadar konsantreyiz ki..
Dans eden insanları sadece izleyebiliyoruz..
Tam ohh karnımız doydu, kalkıp bizde 1-2 göbek mi atsak derken hadi otele dönüyoruz deniyor..
Sakız küçük ama karışık bir ada..
Ekiple dönmezsek oteli bulamayacağımızdan endişe ettiğimiz için bizde erkenden otele dönüyoruz..

Ertesi sabah kahvaltıdan sonra merkeze iniliyor..
Öğleden sonra Lagada'ya yemeğe gidilecek..
O saate kadar boşuz..
Önce merkezde gezilecek..
Sonrası için Oz'la ikimiz denize girmek için hazır ve kararlıyız.
1 ay önce Dedeağaç'ta giremedik çünkü..
O zaman da kararlı gitmiştik, ta ki tepemizdeki kara bulutları görene kadar sürmüştü kararlılığımız..
Çeşme'den feribot geliyor.
Kızlar Amelie'yi alıp gelecekler limandan..
Merkezde park yeri problem..
Biz arabaya park yeri bulana kadar kızlar bir cafeye oturmuşlar..
Amelie gelmiş, onunla da tanışıyorum.
Masaya bir erkek daha eklenmiş..
"Tanıştıralım, Kaldırım Gülü" diyorlar. Az önce kaldırımda karşılaşmışlar :) Deniz ve Arzu'nun üniversiteden arkadaşı.
Ve aslında Sakız'daki o cafede, o an hiçbirimiz farkında olmasa da kader ağlarını örüyor ve Pis Yedili ilk kez toplanıyor :)

Lagada'da yemek faslı sırasında Oz ve ben "Merhaba Yaz" deyip deniz sezonunu açıyoruz..
Akşam Roket savaşları var..
Yemekten sonra bir markete uğruyoruz..
Akşam gösteriyi izlerken otelin terasında içeçeğiz..
Sanırsınız ülkede içki yasaklanacak.. yada hepimiz alkolik..
Stokluyoruz, yanında envai çeşit atıştırmalığı ile..
Otele dönüp gösteri saatini beklemeye başlıyoruz..
Ve ekibin ilk bahtsızlığı kendini gösteriyor.
18. yüzyıldan beri yapılan roket savaşları, bu sene biz oradayken iptal ediliyor :))
200 senelik gelenek sanırım sayemizde bozuluyor..
Sadece evlerden atılan birkaç havai fişekle aydınlanıyoruz..
Her atıldığında da aacaba başlıyor mu diye de umut ediyoruz..
Gece Yunanlıların kutsal günü sayıldığı için tüm halk süslenip püslenip kiliseye ayine gidiyor..
Bizde otelde sıkılıp kendimizi merkeze atıyoruz..
Yolda bir ambulansın yanındaki 2 adamla muhabbet ediyoruz..
Neden iptal edildiğini falan anlatıyorlar..
Biri yakışıklı :) Oz beni dürtüyor.. Kaşlar gözler oynuyor :))
Niko.. Başka bir hikayede belki anlatırım..
En son haber aldığımızda şehir merkezine gidiyordu..
6 aydır dönemedi sanırım :)))

Bir ara kiliseye girip paskalya yumurtalarımızı da almayı ihmal etmiyoruz :)
Hatta o yumurta, şu an tam karşımdaki mutfak masasının üzerinde kırmızı ambalajıyla bana bakıyor..

Sakız, tamamen yeme-içme-muhabbet modunda geçti..
Deli gibi yiyip içip, "iyi yedik, güzel yedik,valla güzel yedik" diye birbirimizi destekledik :)
Mythos ya en sevdiğim bira.. Bir tane daha alayım ben modundayım hep :)
Dönüş yolunda festival gecesinden kalanları feribotta atıştırmaya başlıyoruz..
Bir ara gözümüz Oz'a takılıyor..
Kuruvasanın içine portakallı kurabiyeyi koymuş, ağzına atarken yakalıyoruz..
Kuruvasanın çikolatası bittiği için tat versin diye yapmış-mış-mış :)))
Çeşme limanında vedalaşıp dağılıyoruz..
Hepsi İzmirli..
Bende İzmir'de bir gün daha geçirip ertesi akşam İstanbul'a dönüyorum..

Ertesi hafta, fotoğraf paylaşımı için kurulan whatsapp grubunda herkes evine döndüğünde ilk tohum atılıyor..
Bu yaz hep beraber yurtdışına tatile mi gitsek?
Ve yaz tatili için hemen hazırlık aşamasına geçiliyor..
Ve asıl hikayeler o süreçte başlıyor :)

2016'nın bana kazandırdığı diğer güzel insanlar..
Deniz, Amelie, Arzu, Gonca, Kaldırım Gülü..
Herkes gezenti..
Bu yaz birlikte çok zaman geçirdik..
Çok eğlendik..
İyi ki varsınız..
Tatile gidelim mi? ;)