Dedeağaç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dedeağaç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2016 Perşembe

Oz! Ağlama duvarı, seyahat kankası :)

2016, 2015 i silmek için lütuflarıyla geldi..
Resmen "2015'e dayanabildiğin için seni ödüllendiriyorum.. Buyur 2016 senin yılın olsun.. Sana istediğin çoğu şeyi vereceğim.. Güzel insanlar,tatiller,yeni şehirler, yeni ülkeler,sevdiklerinle bol vakit,bu bir masal mı diyeceğin anlar..vs. vs. Arada geriye dönüp baktığında gözlerinde dolacak belki ama, seni 2015 kadar ağlatmayacağım." dedi.
2015 senesine belki ilerleyen zamanlarda değinirim..

Oz!
2016'nın bana getirdiği güzel insanlardan ilki..
Aslında daha önce de tanışmıştık ama o dönem Oz'un benden hiç haz ettiğini söyleyemeyeceğim :)
2015 sonlarından başlayarak her ay düzenli olarak hafta sonları yada tatil yapılacak her fırsatta İzmir'e Su ve Hava'nın yanına kaçmaya başlamıştım.
Oz, Su'nun kankası.. ya da ağlama duvarı da diyebiliriz..
Karşı cinsten olup dost olabilecek ender kitleden..
Otomatikman kankamın kankası benim kankam, ağlama duvarı da benim ağlama duvarım mantığıyla Oz'un derdine bir dert daha eklendi..
Oz nişanlı, nişanlısı uzak bir ülkeden..
Dolayısı ile o da biz bekarlarla bir arada takılıyor hep..
Hatta öyle ki.. Onun işi İstanbul bağlantılı olduğundan bir dönem, bir hafta İstanbul'da, bir hafta İzmir'de bir hafta başka şehir yada ülkede gezer hale geldik :)

2016 seyahatlerimin bir çoğunda Oz ile beraberdik.
İlk olarak 1 Nisan'da Yunanistan ile (Dedeağaç,Kavala,Selanik) ile başladık..
O rotaya daha öncede 2 kere gitmişliğim vardı ama bu sefer benim için biraz farklıydı..
Korkularının üstüne yürürken yanında güvenilir birini istersin ya..
Hafızamı geri sarıp, üstünü örttüğüm şeyler su yüzüne çıkmaya başladıkça,
Ben anlattım, Oz dinledi..
"Affedersen unutacaksın" telkinini hep yeniledi..
O bölgeyi iyi bildiğimden, en güzel yerlerde yemek yedik, muhabbet ettik,gün batımına karşı kadeh kaldırdık, Kavala'da gece hayatı(!)na karışmaya çalıştık başaramadık :), Selanik' te festivale katıldık..vs. vs.
Keyifli bir hafta sonuydu...
Pazar gecesi dönüş yolunda  konu Almanya'dan açıldı..
"Bira festivali geçen sene çok güzeldi, Nisan' da Stuttgart' da yapılıyor" vs. diye konuşurken,
Ben uçak bileti bakmaya başlamıştım bile..
Festivale tam 2 hafta vardı..
Orada kalacağımız arkadaşımızdan bilgi alındı vs.
Nisan ayı planına Almanya eklendi.

 2 gün sonra,yani Salı günü Oz aradı..
Oz bana Fig Fig der..
Dolayısı ile onun sayesinde tanıştığım insanlar da öyle derler :)
"Fig fig, ben Cuma Münih'e gidiyorum fuar için,fuarı gezip Cumartesi'de Stuttgart'a geçeceğim.Geliyor musun?"
Tabi ki geliyordum soru mu bu :)
1 saat içinde Münih gidiş,Stuttgart dönüş, Münih-Stuttgart arası tren biletlerimiz alınmıştı.
Konu tatil olunca fena hızlı organize olabilen insanlardık sonuçta..

Cuma günü ben İstanbul'dan o İzmir'den yola çıktı ve Münih'te buluştuk..
Tam şehrin merkezinde bulunan otelimize gittik.
Oz, bir şirkette yönetici.
Fuar zamanı olduğu için Münih'te tüm oteller dolu, ama bizim yerimiz ayrılmış..
Resepsiyondaki çocuk benim pasaportumu işlerken
"Hanım efendinin ilk Almanya seyahati olduğu için odanızı upgrade ediyoruz. Size bir suit vereceğiz. Odadaki mini bar da kullanımınıza açık.." dedi..
Tekrar sorduk.."Mini bar dahil mi?" "Dahil."
Türk'üz oğlum biz..Siler süpürürüz mini barı.. Çıkışta otelin 5 katı ödemeyelim sonra :))
Odaya çıktık... Dublex bir daire..
Girişte klasik, sağda banyo.
Salon gibi bir yere giriyorsun, köşe koltuk..
Yanında çalışma masası..
Duvarda LCD TV..
Üst kata çıktık..
Yine bir kanepe, karşısında duvarda LCD TV..
Birbirimize bakakaldık..
Oz "Çakala bak sen bize kanepeli odayı vermiş olamaz değil mi?!" diye söylenirken bir taraftan kanepeyi yatak oluyor mu acaba diye çekiştiriyor.
Bende o arada "Alt kattaki kanepe açılıyor mu acaba? Eee çarşaf yastık vs. yok.." diye söyleniyorum..
Yok bu böyle olmaz inelim odamızı geri isteyelim diye alt kata inmiş, kapıya yönelmiştik ki..
Diğer kapıyı gördük :))
Yatak odası..
Mini bar her çeşit içki ile dolu..
Adam bedava dedi ama burada çok içki var..
Hepsi mi bedava?
Teyit ettik.. ve barı ertesi sabah çıkışa kadar silip süpürdük :)

Gece otele döndüğümüzde bir şarap açtık..
Oz da telefonundan müzik açtı..
Muhabbet ediyoruz..
Bir şarkı çalmaya başladı..
"Aaa ben bu adamı biliyorum.. Neydi adı ya? Amerika'da yaşıyor.. Hatta benim Doğan'da çalıştığım dönemde bana konser bileti gelmişti. Bir arkadaşım da çok severdi.. Ayasofya' da konserine gitmiştik.........."
Oz "Tek bilet" dedi.
Gayet ciddi "Hayır ya çift bilet gelmişti" dedim..
Oz "Salaksın Fig Fig ya.." diye gülmeye başladı.
Ve o anda bende anlayıp gülmekten katıldım.
Adam,  Ömer Faruk Tekbilek
Oz "Tekbilek" demiş. :))
Yaklaşık bir saat boyunca aklımıza her geldiğinde güldük..
Hala da güleriz :)

Almanya hiç gitmeyi planladığım bir yer değildi.
Ama iyi ki denk gelmiş ve görme şansım olmuş.
Münih'e bayıldım..
Yeşili bol bir ülke..
Hele İngiliz bahçeleri.. Git orada huzurdan öl.
Belki başka bir yazıda tüm ayrıntıları ile gezdiğim yerleri de anlatırım..
Fırsatınız olursa mutlaka gidin..

Stuttgart'a ne mi oldu?
O da başka yazıya inşallah..

İşin özü..
2016'nın ilk güzel insanı Oz!
Oz yakında evleniyor..
Çok mutlu olması ilk dileğimiz..
İyi ki hayatımdasın dost insan :)